İklim değişikliği yalnızca yükselen sıcaklıklarla değil; aynı zamanda da şiddetli hava olayları, yükselen deniz seviyeleri, değişen doğal yaşam canlıları ve ortamları ile bir dizi diğer etkiyi de ilgilendirmektedir. Gezegeninizin atmosferi tıpkı bir sera gibi çalışır. Yeryüzüne ulaşan ışınların neredeyse yarıya yakını yeryüzünden yansır. Atmosferiniz, sera gazı olarak da nitelendirilen karbondioksit, metan, su buharı, ozon, azot oksit vb. gazlar sayesinde yeryüzünden yansıyan ışınların bir kısmını tekrar yeryüzüne gönderir. Bir battaniye işlevi gören sera gazları sayesinde yeryüzündeki ortalama sıcaklık, insanlar, hayvanlar ve bitkilerin hayatını sürdürmesine imkân verecek bir ısı düzeyini yakalar. Sera gazları olmasaydı, yeryüzünün ortalama sıcaklığı -18°C civarında olurdu. Sera gazlarının bu doğal etkisi “sera gazı etkisi” olarak adlandırılır. Atmosferdeki sera gazlarının oranı, 1750’li yıllarda başlayan sanayi devrimi sonrasında artmaya başlamış, karbondioksit oranı %40’lık bir artış göstermiştir. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne göre karbondioksit oranındaki artış öncelikle fosil yakıt kullanımından kaynaklanıyor. Kayda değer ikinci etken, başta ormansızlaşma olmak üzere arazi kullanımındaki değişim. Bu eğitim yolculuğunda, insan işi müdahaleler ile buzullar ve dünya ekosisteminin tahribatının boyutunu, iklim krizinin yaşadığımız coğrafyaya etkisini ve birey olarak neler yapabileceğimizi öğreneceğiz. Sizleri eğitimdeki bilgiler ışığında, hemen, şimdi aksiyona davet ediyoruz! Çünkü, daha iyi bir gelecek bireysel farkındalıkla mümkün!